3) Ya Evrimcisin Ya da Teist | Evrimi Çürütemeyen İddialar
“Yav abi tamam anladık da tanrı yaratmadan evrim nasıl başlayacak? Evrime inanırsan tanrıyı reddedip canlıların kendi kendine oluştuğuna inanırsın.”
Bir mantık safsatası daha. Bu mantık safsatası felsefede hatalı ikilem, ya siyah ya beyaz safsatası veya false dilemma olarak adlandırılır. Bu safsatada başka seçenekler bulunduğu halde sadece 2 olasılığı seçme hakkı verilir. Örnek olarak: Ya ülkeni sev, ya da ülkeni terk et; Ya benimle gel ya da bir daha benimle gelme vb. Aynı şekil evrim karşıtları da bu safsatayı kullanarak ya evrime ya da tanrıya inanırsın demektedirler. Bu yazımızda neden bu ikilemin hatalı olduğunu ve ikiden daha fazla seçeneğimizin olduğunu açıkalayacağım.
Din ve Bilim
Bilim de din de merak ve sorgulamalardan doğmuştur. Fakat din ve bilimin çok farkı vardır. Din sorgulamaya fazla izin vermezken(bazı noktalarda hiç izin verilmez) bilimde argümanlar sürekli sorgulanır, hipotezler defalarca test edilir, teoriler çürütülür, değiştirilir veya hiç değişmez. Bilim ve dinin en bariz farkı budur. İnandığınız din kitap okumak faydasızdır ve yasaktır diyorsa bunu değiştiremezsiniz. Fakat bilim kitap okumanın insan için bir faydası yok diyorsa. Bu yeterli argüman ve testler sonucu kolaylıkla değişecektir.
Din yorumlanmaya açıktır. Aynı kitap aynı cümlelerden farklı şeyler çıkarılarak farklı inançlar doğabilir. Mesela bir dini kitapta geçen “Adam öldürmek gereklidir” kelimesi defalarca yorumlanabilir. Bir görüş adam derken insanoğlundan bahsetmiş diyebilir, bir görüş adam derken sadece erkeklerden bahsetmiş diyebilir, bir görüş adam derken iyi kalpli insanlardan bahsetmiş diyebilir, bir kişi adam derken ismi adam olan kişilerden bahsetmiş diyebilir. Bilimde ise şahsi düşünce ve yorumlamaya bağlı görüş ayrılığı yoktur.
Bu demek değil ki bilimde herkes aynı görüşü savunur. Delil yetersizliğinden ötürü özellikle teorilere hipotez oluşturulurken bilim camiasında farklı görüşler olabilir. Mesela bir bilim insanı “ilk canlı dünyada oluşmuştur” diyebilir. Diğeri ise “hayır, dünyadaki ilk canlı başka bir gezegenden gelmiştir” diyebilir. Bu gayet normaldir. Fakat bilim gerçeğe yaklaştıkça fazla hipotezi ve delili olan teoriyi savunanların sayısı da zamanla artar. Bu demek değildir ki karşıt görüşteki herkes hipotezleri daha sağlam olan teoriyi savunacak. İsteyen bilim insanı bu konu hakkında makaleler yazıp bu teoriyi çürütmeye çalışabilir. Fakat “ben öyle düşünmüyorum.” “Ben onlara inanmıyorum.” gibi genellikle dinde görülen çürütüme yöntemleri bilimde dikkate alınmaz. Celal hocamızın da dediği gibi:
“Ya bilimi adam gibi öğreneceksin, ya da bilimden gelenlere saygı göstereceksin.” -Celal Şengör
Dinde ise bu normal bir savunma yöntemidir. Farklı görüşleri savunduğunuz kişi “Ben öyle düşünmüyorum” dedikten sonra yapacağınız pek bir şey yoktur. Hiçbir şey bilimdeki gibi verilerle ve deneylerle kanıtlanamaz. Bu sebeple din tartışmalarında bir argümanın kazanması genellikle argümanın kalitesine değil argümanı sunan kişinin iletişim yeteneklerine bağlıdır.
Herkesin inancı kendinedir. Dinler bilimsel değildir. Dinler ne yanlışlanabilir ne de kanıtlanabilir. Fakat bu demek değildir ki dinler bilimsel olmadığı için dinlere inanmamalıyız. Dinler adı üstünde bir inançtır ve sizin neye inandığınızın bilimsel gerçekle bir bağlantısı yoktur ki olsa bile objektif olarak incelemek için bilim yaparken tüm dini görüşlerinizi laboratuvarınızın dışında bırakmalısınız. Yoksa bilimin önüne bir engel koyabilirsiniz
Tıpkı 3 öğün tost yediğim için günde 21 kere amuda kalkarım diyemeyeceğiniz gibi birbiriyle bağlantısı olmayan 2 şeye de “Ben evrimciyim öyleyse tanrı yok, ben teistim öyleyse evrim yok diyemezsiniz” ikisi de birbirinden bağımsız kelimelerdir.
Hatta evrimsel biyologlar da dahil olmak üzere çeşitli alanlardan bilim insanları arasındaki dini görüşlerin yaygınlığını da inceleyebiliriz.
Bilim İnsanları Arasındaki Evrim ve Dini Görüşler
Yukarıda da göreceğiniz gibi bilim insanlarının %98'i evrimi kabul etmektedirler. Fakat malesef halk arasında gerek evrimin yanlış tanıtılmasından, gerek inançların bilimi kısıtlamasından dolayı bu oran %61 civarlandadır.
Söyledikleri gibi ya evrime ya tanrıya inanacak olsaydık evrimin reddi %2'yken bilim insanlarının %59'u tanrıya inanmazdı.
Özet
Sonuç olarak böyle bir ikilemden bahsedemeyiz. Hiçbir bilim insanı evrim ateizme delildir demediği gibi hiçbir kişi de tanrının varlığı evrimi çürütmüştür diyemez. Evrim canlılığın başlangıcını konu almadığı için ilk hücreyi tanrı da yaratmış olabilir cansız kimyasallardan da oluşmuş olabilir. Bu evrimin konusu değildir ve herhangi bir yaratıcının varlığıyla alakası yoktur. Fakat bazı teist dinlerin kitabında evrimi reddeden ifadeler bulunabilr. Bu yorumlanmaya açıktır ve bilim insanlarını ilgilendirmez. Bunun yorumlanması din adamlarının işidir. Böyle bir durumda kendisini düzeltmesi gereken bilim değildir.
Şu ana kadar bilim ve dini kitaplar arasında bir sürü çelişki olmuştur. Tek bir örnek yoktur ki din kitabında yazanın gerçeğe bilimsel bulgulardan yakın olduğu. Yanlış anlamayın teist dinlerin sahte olduğunu söylemiyoruz. Bilimin gerçeğe en yakın cevabı veren sorgulama sistemi olduğunu söylüyoruz.
Ayrıca uyarımızda yapmak istedik: Sakın çoğunluğa başvurma gibi bir mantık safsatası yapıp bilim insanlarının %98'i evrimi kabul ediyor diye siz de kabul etmeyin. Güvenilir kaynaklardan evrimi araştırıp hakkında bilgi sahibi olarak kabul etmeniz daha iyi olacaktır. İlgi alanınız değilse de bilmiyorum demeniz yeterli olacaktır. Herkes evrimsel biyolojiye ilgi duymak zorunda değildir. Fakat hem biliyorum diyip hem evrimi safsatalar kullnarak reddedersiniz. O zaman hiçbir şey bilmiyorsunuz demektir.
Yazar: Birhan Birtane
Kaynak: